BABASIZ KALDIM ..
BİLİYORUM .. SENİ ÜZDÜM .. AMA SEN HEP BENİMLEYDİN .. USLANMAZ ASİ OĞLUN ..
Sizin hiç babanız öldü mü?
Doğrudan bir soru sorarak başlamak istiyorum.
Sizin hiç babanız öldü mü?
“Babam” diyerek kollarına sarılmak istediğiniz birisinin eksikliğini kaçınız yaşadınız?
Birlikte top oynamak hayalini kurduğunuz, bir piknikte mesela aynı mangalın başında et pişirdiğiniz…
Tüm sevecenliği ile sizi koruyacak bir sevgilinizi yitirdiğiniz oldu mu?
Öyle böyle bir sevgili değil ama.
Dünyanın en büyük sevgilerini paylaşabileceğiniz, büyük ve paylaşılması zor sırların paylaşıldığı, tüm yüklerini dünyanın birlikte kaldıracağınız…
Bir babanın yok oluşu kaç yüreği dağladı?
Söyleyebilir misiniz?
Kaçınız mezarı başında andı babasını. Bir bayram günü… Bir babalar günü…
Ne fark eder? Ama günler, aylar değil yıllardır süren bir merasimle.
İçinizde hiçbir zaman yeri dolmayan ve muhtemelen dolmayacak olan büyük bir eksiklikle birlikte. Ama her yıl…
Düşünsenize, bebeklik ve çocuklukta annenizin alıp senin adına “babalar günü“ hediyesi olarak sunulan ve çoğunun kaça alındığını bilmediğiniz hediyeleri babanıza verdiğiniz günleri saymazsak eğer…
Hatırladığınız kaç babalar günü kutladınız birlikte?
Eğer bu babalar gününde bu şansınız varsa iyi kullanın. Eğer göçüp gitmediyse bu dünyadan babalarınız, siz hala bu dünyanın en şanslı evlatlarısınız.
Babalar gününde mezarı başında kutlamak kadar ağır bir yük taşıyorum omuzlarımda.
Bu yük her yıl katlanarak devam ediyor. Ama yıllardır… Bayramlarda biraz daha, her yeni yılda biraz daha… Ve derken katlanılmaz oluyor.
Bu babalar gününde eğer babanızın elini tutup, gözlerinin içine bakabiliyorsanız, yanınızdaysa yani, ne mutludur sizlere. Sevdiğinizi söylemekten asla çekinmeyin. Ertelemeyin. Göçüp gidince Birgün geliyor toprak seni duyamıyor!
Veya o toprak altından göremiyor seni!
Bu babalar gününde babanızın elini tutup, “al baba bu senin babalar günü hediyen, babalar günün kutlu olsun” diyorsanız… Cümleniz eksik kalmasın. Onu çok sevdiğinizi söyleyin ve ekleyin: “Sen dünyanın en iyi babası, ben ise en şanslı çocuğuyum”. Cesurca bir laf ama korkmayın cesur olmaktan.
Sadece hediye verdiğinizi veya sadece sıradan bir günü kutladığınızı düşünmeyin.
Bu günün anlamı çok büyük, çünkü hayat bir su gibi gidiyor. Bu demektir ki babanıza gözyaşlarınızı bırakmayacaksınız yinelenen bir babalar gününde. Veya bir bayram arifesinde gözyaşlarınızı içinize akıtmanıza gerek yok.
Bu demektir ki; sevgi ile paketlediğiniz hediyeyi babalar günüde verirken gözlerindeki o mutluluğa bir kere daha şahit olacaksınız!
O mutluluğu kaybetmemenin yollarını bulun. Yemeğe çıkın mesela, bir film izleyin birlikte. Annenize bir sürpriz hazırlayın. Evet, hem de babalar gününde. Hatırası olsun.
Birlikte bir şarkı söylemekten çekinmeyin.
Evet, bir gün kader yolları ayıracak.
Evet, bir gün ya sen gideceksin ya o…
Kurtuluş yok!
Onun eksikliğini yıllarca hissedeceksiniz. Bir aile fotoğrafında yeri hep büyük bir boşluk olarak kalacak.
Bundan ne kaçış var ne erteleme. Ama o güne kadar eksik yaşamayın hayatı.
“Sizin hiç babanız öldü mü” diye soracak olursa birisi, “evet” diyeceğiniz günün acısını ben yıllardır yaşıyorum.
Siz elinizdekinin değerini bilin ve şimdilik bu soruya cevap aramayın.
Düşünmeyin, içinizden geldiğince yaşayın bu günü.
Küçücük bir çocuğun “yüreği dayanır mı” diye sormuyor Azrail. Alıyor ve götürüyor. Engel olamıyorsunuz.
Eksikliği içinizde kalıyor. Çocukluk günleriniz zehir oluyor ve gözyaşlarınızı içinize akıtıyorsunuz çoğu zaman.
Babalar günü kutlu olsun tüm babaların.
Babalar günü kutlu olsun tüm çocukların.
Babalar günün kutlu olsun babacığım.
Seni yine gözyaşlarımla anacağım.
Sana verebileceğim en iyi hediye dua ve gözyaşı.
Kabul et lütfen.
Özden Yolagiden ..