ismini yazarmısınız sn.von...biz de dikkat edelim...
|
|
Türkiye'de bilinçsiz kullandığımız ilaç gruplarından herhalde biridir bu ilaç grubu.
Ben de sıkı bir şekilde üşütünce doktor bir antibiyotik yazdı. İsmini vermeyeyim. İlaç zehirden farksız ve oldukça toksik. Biraz merak edip araştırma yapınca ABD'de çok tartışılan ve yasaklanması tavsiye edilen/yasaklanan bir antibiyotik olduğu ve fakat Türkiye'de satış rekorları kıran bir antibiyotik olduğu görülüyor.
Doktor da bana verirken zaten bazı sorular sorarak ve beklenmeyen bir etki görülürse bilgi vermemi söyleyerek verdi.
Özellikle enfeksiyon uzmanı doktor arkadaşlardan bu konuda bilgi rica edelim. Böylece doğru bilgi ve doğru kullanım yollarını ve işin tam gerçeğini öğrenmiş oluruz.
ismini yazarmısınız sn.von...biz de dikkat edelim...
Kesin olarak bildiğim antibiyotik kullanımı çocuklarda vücut direncini düşürmektedir.
Açıkcası yazmak ne kadar doğru olur burda bilemediğimden yazmadım. Direkt isim vererek ve konunun uzmanı olmadan bir şeyi kötülemek istemedim. Ama az biraz araştırma yaparak bulabilirsiniz.
Türkiye'de satış rekorları kırmış olduğu, ABD'de ise çok tartışıldığı söylenen ve gerçekten de çok güçlü bir antibiyotik.
Benim doktrodan ve internetten elde ettiğim bilgilere göre, çarpıntısı, kalp ritim bozukluğu, yüksek tansiyon veya az da olsa karaciğer fonksiyon sorunu olan hastalarda kesinlikle kullanılmaması önerilen bir antibiyotik.
peki o zaman bir doktor bu veriler ile bulmacayı çözebilirse ve bunu yazmanın bir sakıncası olmadıgına karar verirse biz de budenli yan etkisi olan bir ilacı red listemize ekleriz...yine de özelden bir isim rica ederim...
Ben hekim değilim ama antibiyotiklerle maalesef çok acı deneyimlerimiz oldu. Eşim 10 yıl kadar önce (çok sonra nedenini öğrendik stres nedeniyle) ciddi bir ishale yakalandı. Doktor antibiyotik verdi. Geçmeyince başka marka ve daha ağır dozlar uygulandı. Gene geçmedi hatta amipli dizanteriye dönüştü. Bu süreç 3 ay sürdü. Çok aşırı şekilde kilo verdi, vücut direnci de düştü nerdeyse vücut fonksiyonlarını kaybetmenin eşiğine geldi.
En son çare olarak konunun doğrudan uzmanı olmayan ama çok değerli zeki bir dahiliyeci doktor arkadaşım olaya el koydu. İlk olarak antibiyoğram yaptı. Sonuçta kullanabileceği ve son şansımız olan ancak 2 tane antibiyotik kaldığı ortaya çıktı. Hatta bu arada Bactrim türü bazı antibiyotiklerin ona aşırı derecede allerji yaratacağı, yanlışlıkla kullanılması halinde ölümüne yol açabileceğini de öğrendik.
Kalan antibiyotikle tedavi uygulandı. Aylar süren ihtimamla iyileşti, kaybettiği kiloları geri aldı.
O günden beri ilaçlara, hele hele antibiyotiğe oldukça mesafeli duruyoruz. Hatta o günden beri ikimiz de antibiyotik kullanmadık.
Geçen hafta hanım gene sizin gibi üşütünce sağlık ocağında gittiği doktor buna 1000 lik bir antibiyotik yazmış. Bizimki daha eve gelip bana bile sormadan eczanede antibiyotiği çizdirmiş sadece bir ağrı kesici hapla eve geldi.
Çözüm olarak her gün 2 su bardağı adaçayı, içine de 1 tatlı kaşığı isveç şurubuyla birlikte içirdim. Birkaç günde de sağlığına kavuştu. Bunlar tamamen doğal ve yan etkisi de yok.
Şimdi merak ettiğim basit bir üşütmede hastaya en ağır antibiyotik veriliyor. Peki ciddi bir durumda ne verilecek?
Peki antibiyotiği hiç kullanmayacak mıyız?
Elbette kullanacağız.
Biz yaklaşık 10 yıldır kullanmadık. Ciddi bir durumda kullanmamız gerekse herhalde küçük bir dozda antibiyotik hastalığı geçirmek için yeterli olacaktır.
Bu arada basit bir gripte doktora gidip bir torba ilaçla dönmeyi marifet sanan insanları da hiç anlayamıyorum.Üstüne para verseler o ilaçları kullanmam. Bir haftada istirahatle ve basit tedbirlerle geçirebileceğim bir hastalık için onca ilacı ve yan etkisini, risklerini neden alayım ki?
Biraz da ihtiyatlı konuşayım;
Dürüst hekimlerimizi kesinlikle tenzih ediyorum, ilaçların yazımında ve markalar konusunda ciddi ithamlar var. Bu durumda da maaalesef toplum hekime de ilaca da güvenini kaybetmeye başladı.
Ben artık yediğim, içtiğim, kullanacağım ilaçları sorgulamaya başladım. Çünkü can kişinin kendi canı.
Canımın basit bir ticarete alet olmasını istemiyorum.
Çünkü günümüzde maalesef para kazanma esas, sigara sanayii olmuş, silah sanayii olmuş, silah sanayii olmuş hiç farketmiyor. Hepsi de hem canınızı hem paranızı alıyor.
Şüpheci olmanın zararı yok zararı var.
Yeter ki sorgulayın..
Siz de bunu yapmışsınız, ki en doğrusu da bu.
PERTHES HASTALIĞI
Yazar Doç.Dr. Turan USLU
Cuma, 30 Eylül 2005
Perthes hastalığı büyüme döneminde oluşan ve kalça ekleminin femur (uyluk kemiği) başında dolaşımın bozulmasına bağlı beslenme bozukluğu yapan zamanla kalça eklemini oluşturan kemiklerden femur başının erime ve ileri dönemlerde femur başının yozlaşmasına yol açan bir hastalıktır. Dolaşım bozukluğu geçici bir durumdur. Kalça eklemi iki kemikten oluşur femur ve asetabulum (kalça eklemi yuvası). Perthes hastalığı femur (uyluk kemiği) başının hastalığıdır asetabulum etkilenmemiştir. Perthes hastalığında femur başında dolaşım bozukluğuna bağlı erime, küçülme, şekil bozukluğu olur.
Hastalığın sebebiyle ilgili pek çok teori ortaya atılmıştır: enfeksiyon, eklemde sıvı artışı, travma ve doğumsal anomaliler. Hastalığın sebebi tam olarak bilinmemekle beraber vücuttaki büyüme hormonunu bu olaya yol açtığı düşünülmektedir. Erkek çocuklarında kızlara oranla 4-5 kat daha fazla görülür. Hastalığın başlama yaşı 3-12 yaşlardır fakat sıklıkla 6-8 yaşlarında görülür. Genellikle tek kalçada tutulum vardır. % 10 oranında her iki taraflıdır.
BELİRTİLER NELERDİR?
Hastanın şikayetleri her zaman çok belirgin değildir. İlk şikayetler zaman zaman olan kalça ve diz ağrısıdır. Ağrı şiddetli değildir ve birkaç ay önemsenmeden devam edebilir. Kalça hareketleri zor yapılır ve ağrılıdır. Spor veya oyun sonrasında ağrı ve topallama artar. Sabahları normal yürüyen çocuk akşamları topallamaya başlar. Doktora ilk müracaat genellikle topallamanın fark edilmesinden 1-2 hafta sonra olur. Çocuk o bacağını diğerine göre kısalmış hisseder. Fiziksel aktivite belirtileri artırır.
Diz ağrısı
Kalça hareketlerinde ağrı ve kısıtlılık
Topallama
Uzun süre şikayeti olanlarda kas zayıflığı
NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Ailenin gözlemi ve muayene bulguları
Röntgen (ilk dönemde belirti vermez), kaliteli ve uzman değerlendirmeli
MR, teşhis koydurucu ancak pahalıdır
Sintigrafi, fazla miktarda radyasyon alınır
Hastalığın başlama yaşı önemlidir genellikle 8 yaş altında görülenlerde düzelme şansı daha fazladır. Hastalığın 4 dönemi vardır.
1. dönemde: kalça ekleminde sıvı artışı vardır
2. dönemde: kıkırdakta yumuşama ve zedelenme
3. dönemde: kalça eklemi büyüme çekirdeğinde erime, küçülme
4. dönemde: düzelme, rejenerasyon (yeniden yapılanma)
Ancak düzelme olsa bile bazen kalça ekleminde deformite olur ve ileriki dönemlerde kalça kireçlenmesine zemin hazırlar. Bütün hastalar bu dönemlerin hepsini sırayla geçirirler. Hastalık süreci birkaç aydan birkaç yıla kadar değişir. En önemli olay hastalığın başlangıç yaşıdır. Ne kadar erken başlarsa sonuç o kadar iyidir. Genellikle 7 yaş altında başlayanların düzelme miktarı daha fazladır.
Tedaviyi etkileyen faktörler;
hastalığın başlangıç yaşı
erken teşhis
hastalığın kalça eklemini tutma oranı ve şiddeti
femur başının asetabulumdan taşıp taşmaması
kalça hareketlerinde kısıtlılık olup olmaması
Hastalığın başlangıç yaşını ve kalçanın tutulum miktarını değiştirme şansı yoktur fakat kas spazmını azaltarak kalça eklemi yerinde tutulabilir. Kalça ekleminin gelişmesi iki kemiğin uyum içinde iç içe olması sayesinde olur.
-------------------------------
Yukarıda adı geçen hastalığı atlattık temelinde antibiyotiğin yattığını düşünüyorum.Çok sancılı bir dönemdi.
Bende ilaca kesinlikle karsiyim... Vucudunuza zaman tanidiginiz takdirde kendi kendi zaten tamir edecektir... Bize dusen tek sey iyi bir beslenme... Vucudun ihtiyaci olanlari dogal yollardan vermek...
Bir donem ilac firmasina calisiyorduk... Neler ogrendim anlatamam... Bircok ilacin ulkemizde ve 3. dünya ülkelerinde test amacli kullanildigini bu ilaclarin kullanim surelerinin uzerinden 10 yıl gectikten sonra avrupa ve amerikada satisa sunuldugunu biliyorum... Cesitli ilaç firmalarinin cogu ilaclari eski teknoloji ama bilirnirdir... Yeni teknoloji ürünü daha az yan etkisi olan ilaçlar yerine doktorlar eski ilaclari reçeteleyebiliyor... Ortada donenen reklam kampanyalarinin ve hatta promosyonların haddi hesabı yok...
Tabiki burda kendini gelistiren ve meslegini en iyi sekilde icra etmeyi kendine amaç edinmiş iyi doktorlarimizi tenzih ederim...
Allah büyük hastalik gostermesin... İlaç kullanmamaya özen gosteriyorum hatta en son 18 yasimda gecirdigim zature baslangicindan beri ilaç kullandim diyemem... Cok siddetli basagrilarim olsa dahi ağrıkesiciyi ikiye bolup yarisini iciyorum...