Sayfa 1/4 123 ... SonSon
Arama sonucu : 30 madde; 1 - 8 arası.

Konu: Ömer Hayyam

  1. Esas Ömer Hayyam

    Ey bütün bir evrenin
    En seçkin yaratığı olan sen!
    Sen ki;
    İki gözümden ve canımdan
    Daha da azizsin.
    Ey güzel kimse!
    Candan aziz birşey yoktur.
    Sen bana;
    Candan da yüz kere daha azizsin.

    ***
    Ey hoca!
    Yalnız bir dileğimizi yerine getir.
    Konuşma. Kes sesini.
    Allah'la aramıza girme.
    Biz doğru yoldayız.
    Yalnız sen,
    Bu yolu eğri görüyorsun.
    Git... Gözlerini tedavi ettir.
    Ya da rahat bırak bizi.

    ***
    Kalk gel!
    Hatırımız için gel.
    dileğimizce bir zorumuzu hallet.
    Bir testi şarap getir.
    Ki, vücudumuzun toprağından
    Testi yapılmadan önce
    Kana kana testiden içelim.

    ***
    Ben öldüğümde;
    Beni şarap ile yıkayınız.
    Telkin yerine;
    Şarap dökünüz mezarıma.
    Kadehleri ve şarabı öven
    Şiirler okuyunuz baş ucumda.
    Eğer, kıyamette
    Beni bulmak isterseniz;
    Meyhane kapısının
    Toprağından koklayınız beni.

    ***
    Şarap içmediğin için,
    Sarhoşlara sövme.
    Eğer Allah tövbe verirse,
    Ben sadece
    Şarap içmemek için tövbe ederim.
    Sen;
    Şarap içmemekle övünüyorsun.
    Ancak;
    Öyle ayıp işler ediyorsun ki,
    Şarap onların yanında
    Yüz kere zemzemle yıkanmıştır.

    ***
    O kadar çok,
    O kadar çok şarap içeyim ki;
    Beni gömdüklerinde
    Şarap kokusu gelsin mezarımdan
    Ziyaretime gelen çakırkeyf dostlar,
    Yıkılasıya içmiş gibi olsunlar.

    ***
    Şarap, şarkılar, çalgıcılar ve ben
    Bu harap köşede beraberiz
    Rehin etmişiz canımızı şarap için.
    Rehin etmişiz gönlümüzü, elbisemizi.
    Vazgeçmişiz rahmet umudundan,
    Azap korkusundan...
    Ve kurtulmuşuz
    Yel, toprak, ateş, su korkusundan.

    ***
    Bu gün,
    Benim gençlik nöbetimdir,
    Aşk şarabı içerim.
    Zira benim mutluluğum bundandır.
    Acıdır diye kötülemeyiniz,
    O, hoştur.
    Onun acılığı,
    Benim saflığımdandır.

    ***
    Ey gönül!
    Madem ki, senin nasibin
    Daima kanamak ve
    Her gün başka durumda olmaktır,
    Ve ey can!
    Sonuçta bir gün çıkıp gideceksen,
    Bu bedende
    Ne diye geldin?

    ***
    Bizim dergahımızda
    Sahte para geçmez.
    Süpürge bizim darphanemizi
    Temiz süpürmüştür.
    Meyhaneden bir efendi dedi ki;
    "Şarap içmeye bak.
    Zira senin dalacağın
    Sonsuz uyku anında
    Nice asırlar gelip geçecek."

    ***
    Boyun eğeceksin,
    Doğa kanunları önünde.
    İşe yaramaz başka bir şey...
    İnsanların önünde,
    Gösteriş ve riyadan başka
    Bir şey fayda etmez...
    Kül ettim aklın düşünebildiği her şeyi.
    Lakin;
    Doğa'nın emirlerine çaresiz kaldım.

    ***
    Eğer, bir yabancı
    Sana vefakarlık ederse
    Onu akrabadan kabul et.
    Eğer; akraban sana
    Vefasızlık ederse
    Onu düşman kabul et.
    Eğer, zehir sana
    Şifa verirse panzehir say.
    Eğer bal seni hasta ederse
    Arı soktu kabul et.

    ***
    Hiçbir yürek yoktur ki;
    Senin ayrılığınla kanlar içinde olmasın.
    İyi gören hiçbir kimse yoktur ki;
    Sana gönül vermiş olmasın.
    Senin yüreğinde,
    Hiçbir kimsenin düşüncesi olmadığı halde,
    Hiçbir kimse yoktur ki;
    Senin sevdan ile meşgul
    Ve
    Yanıp tutuşmuş olmasın.

    ***
    Sen lalenin Nevruz'da yaptığı gibi
    Fırsatın olursa eğer
    Lale yanaklı bir dilberle
    Beraber ol.
    Kadehi eline al,
    Sevinç ile şarap iç.
    Zira hayat;
    Bir rüzgar darbesi gibi
    Mavi göğün altında
    Seni altına alıp
    Eziverir ansızın.

    ***
    Ey Hayyam!
    İşlediğin günaha
    Bu kadar hüzne gerek var mı?
    Gam çekmekten ne umarsın?
    Günah işlemeyene
    Tanrı bağışlaması olmaz.
    Tanrı bağışlaması
    Günah için gelmiştir.
    Bir şey yok
    Üzülecek, korkacak.

    ***
    Canan!
    Ömrümüzün sonunda
    Vefasız bir aleme ulaşacağız.
    Nelere sahip olursak olalım,
    Çok şeyler arayacağız bıraktığımız.
    Senin yüzün gibi Ay'ı
    Nereden bulacağım?
    Doğru söylüyorum,
    Senin boyun gibi
    Servi de yoktur alemde.

    ***
    Uyuyordum.
    Rüyamda bir bilgin dedi ki:
    "Uyku kime ışık saçtı?
    Kimin sevinç gönlünü açtı?
    Ölüme benzeyen bir işi yapma.
    Şarap iç.
    Zira toprağın altında
    Uyumaya çok vaktin olacak."

    ***
    Şarap kasesini benim elime koy.
    Zira;
    Gönlümde hararet var.
    Ve bu ömür akıp kaçıp gidiyor.
    Kalk!
    Talih ve mutluluk
    Rüya gibi bir sırdır.
    Kalk!
    Gençlik ateşi
    Su gibi akıp gidiyor.

    ***
    Ne cehennemi hak ettim,
    Ne cennete layığım.
    Benim toprağımı ne ile yoğurduğunu
    Allah bilir.
    Fakir, kafir, çirkin, fahişe gibiyim.
    Ne dinim var ne dünyam.
    Ne de;
    Cennet umudum var.

    ***
    Benim şarap içmem
    Keyiften değildir.
    Ara bozmak,
    Din ve terbiyeyi
    terk etmek için de değildir.
    İsterim ki,
    Arada bir nefes alayım.
    Şarap içmem;
    İşte bu sebepledir.

    ***
    Ey candan azizim!
    Madem ki;
    Bu cihan seni kederlendiriyor.
    Madem ki; temiz ruhun
    Bir gün ansızın teninden ayrılacak,
    Senin toprağında
    Çimenler yükselmeden evvel,
    Gönlünün arzusunca eğlen.
    Bir çemenzarda otur.

    ***
    Eğer;
    Akıl gözünü açarak bakarsan,
    En çok emniyette saydığın kimseyi
    Kendine düşman görürsün.
    Bu zamanda, özellikle
    Az dostun olsun.
    zaman ehliyle,
    Uzaktan sohbet iyidir.

    ***
    Gözünü aç!
    Birgün canından ayrılacaksın.
    Hüdanın,
    Esrar perdesinin arkasına gideceksin.
    Aşk şarabı iç ki;
    Nereden geldiğini bilmeyesin.
    Sarhoş ve neş'eli ol ki,
    Nereye gideceğini bilmeyesin.

    ***
    Ben şarap içerim
    Muhalifler soldan sağdan;
    "İçme!
    Şarap dinin düşmanıdır" derler.
    Madem ki;
    Şarabın din düşmanı olduğunu öğrendim,
    Vallahi içerim, billahi içerim
    Helaldir düşmanın kanını içmek.

    ***
    Hayal sermayesi eksik olan
    her gönül çaresizdir.
    her gün;
    Pişmanlığın ve acımanın
    Kardeşidir, arkadaşıdır.
    Endişelerden kurtulmuş,
    Sevinçli bir gönülden başka
    Dünyada ne varsa
    Hepsi üzüntü sebebidir.

    ***
    Allah benim yaradılış ruhumu yoğururken
    Amelimin ne olacağını biliyordu.
    Bana yakışmayan günahları,
    Ben onun ilmi, onun rızası ile işliyorum.
    O halde kıyamet günü
    Beni cehennemde yakmasının
    Mantıklı sebebi acaba nedir?

    ***
    Ömür geçtikten sonra
    Acı olmuş, tatlı olmuş
    Ne önemi var.
    Can, dudağa geldiğinde
    Nişabur'da olmuşsun, Belh'te olmuşsun
    ne farkı var.
    muhabbet şarabı iç.
    Çünkü;
    Benden ve senden sonra ay,
    hilalden dolunaya,
    Dolunaydan hilale
    inip çıkıp duracak.

    ***
    Madem ki;
    Cihanın bütün hallerinden haberdarsınız.
    Ey gafiller!
    Dünyanın işvesine aldanmayınız.
    Ve aziz ömrünüzü
    Heder etmeyiniz.
    Haydi! Vakit kaybetmeksizin
    Muhabbet şarabı içiniz.

    ***
    Muazzez arkadaşlarım.
    Bana gıdayı şaraptan yapınız.
    Bu kehribar gibi olan yüzümü,
    Yakut gibi yapınız.
    Öldüğüm zaman beni
    Şarap ile yıkayınız.
    Mümkünse tabutumun tahtasını
    Asma ağacından yapınız.

    ***
    Allah bize
    Cennetinde şarap vaat etti.
    İş bu merkezde iken
    Bu dünyada şarabı
    Nasıl yasak eder, haram eder?
    Bir gün, sinir halinde bir arap,
    Hamza'nın dişi devesine
    nişan almış ve vurmuş.
    Bizim peygamberimiz şarabı
    O araba yasak etmiş.

    ***
    Evvela;
    Benim rızam olmaksızın
    Dünyaya getirildim.
    Hayatta;
    Hayretimden başka bir şeyim artmadı.
    Sonra yine elimde olmadan
    Bu dünyadan göçeceğim.
    Gelmekten, kalmaktan, göçmekten
    Maksat ne?
    Hala anlamış değilim.

  2. Esas

    Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
    Tekkede , manastırda eremezsin
    Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
    Cennetin cehennemin üstündesin

    Bir sır daha var , çözdüklerimden başka
    Bir ışık daha var , bu ışıklardan başka
    Hiç bir yaptığınla yetinme , geç öteye !
    Bir şey daha var , bütün yaptıklarından başka/ Ömer Hayyam

  3. Esas

    Bulut geçti
    Gözyaşları kaldı çimende
    Gök rengi şarap
    İçilmez mi böyle günde
    Seher yeli eser
    Yırtar eteğini gülün
    Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün

    Bu yıldızlı gökler
    Ne zaman başladı dönmeye
    Kimse bilmez

  4. Esas

    Bir yürek ki yanmaz yürek denir mi ona
    Sevmek haram yüreğinde ateş olmayana
    Bir günü sevgisiz geçirdinse yazık
    En boş geçen günün o gündür inan bana.

  5. Esas

    Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin,
    Tekkede manastırda eremezsin.
    Bir kez gerçekten sevdin mi bu dünyada,
    Cennetin, Cehennemin üstündesin.

  6. Esas

    Ey kör bu yer bu gök bu yıldızlar boştur boş
    Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş
    Durmadan kurulup dağılan bu evrende
    Bir nefestir alacağın o da boştur.

  7. Esas

    geçmiş olan dünden hiç yad etme
    yarın da gelmemişken feryad etme
    düşünme geleceği de geçmişi de
    şimdi şen ol da yaşamı berbad etme.

  8. Esas

    Bir sır daha var, çözdüklerimden başka
    Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka
    Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye !
    Bir şey daha var, bütün yaptıklarından başka

Sayfa 1/4 123 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •