Körler İle Sağırlar Birbirini Ağırlar
Mikro olaylarla, dedim dediler ile o kadar meşgulüz ki çoğu makro olayı atlıyor, tepki veremiyor, kamuoyunun gündemine getiremiyoruz. Hafta sonundan beri düşünüyorum yazayım mı? Yazmayayım mı? .......... Sn. Özkan Cengiz'in köşe yazısına ulaşmak için ve
Mikro olaylarla, dedim dediler ile o kadar meşgulüz ki çoğu makro olayı atlıyor, tepki veremiyor, kamuoyunun gündemine getiremiyoruz. Hafta sonundan beri düşünüyorum yazayım mı? Yazmayayım mı? Ve yazmadan yapamayacağımı anlayınca bugün sizlerle paylaştım düşüncelerimi. Her ne kadar kulüp gündemimizden uzaklaşıyor gibi gözükse de aslında tam da yaşadıklarımızın nedeni olan bir durumdan bahsetmek istiyorum sizlere ;
Arkas, Tuborg, İzmir Büyüksehir Belediyesi, sözcükleri sizler için ne ifade ediyor. Evet iki şirket bir de belediye olarak gözüken bu sözcükler aslında öyle değil bunlar şehrimizin spor kulüpleri hem de kimi ulusal kimi uluslar arası platformda başarı elde etmiş ciddi bütçeleri olan kulüplerimiz. Bu örnekleri çoğaltabiliriz de ama şu an için aklıma gelenler bunlar gerisini siz ekleyin.
Şimdi de şu sözcükler sizin için ne ifade ediyor, Göztepe, Karşıyaka, İzmirspor, Altınordu evet hiç tereddüt duymadan hiç zorlanmadan hepiniz dediniz ki İzmirimizin şehrimizin spor kulüpleri evet ikinci soruyu bildiniz bunlar şehrimizin spor kulüpleri.
Bu iki grup spor kulüplerinin birçok farklı problemleri var. Sadece en önemli problemlere değinirsek birinci gruptaki spor kulüplerinin taraftar ve camia ikinci gruptaki kulüplerinde bütçe ve yönetim sorunları var. Ve bütün bu sorunları toplayıp bakarsanız İzmir Sporunun ciddi sorunları var.
Bu sorunları yaratanlar hiç kusura bakmasınlar ama birinci gruptaki kulüpleri kuranlar şehrin kaynaklarını bu kulüplere aktaranlardır. Hangi zihniyetle, bu kulüpleri kuruyorlar ve bu kulüplere destek istiyorlar ben İzmir sporunun bir sempatizanı, bir taraftarı olarak bunu anlayamıyorum. Spor kulübü taraftarlığı bir olgudur. Kabul edilmesi gereken bir psikolojik gerçektir. Siz bir takım kurup ta hadi bakalım destekleyin diyemezsiniz, şehir bizi desteklemiyor, şehir bizim arkamızdan gelmiyor diyemezsiniz. Ben yarın bir takım kurayım adını da ÖZKANIM spor koyayım 10.000.000 ytl de para harcayayım. Tüm İzmir gelsin özkanım, özkanım diye bağırsın diyemem. Çünkü bu para ile taraftar almanın bir versiyonudur. Gerçek taraftarlık para ile satılacak bir olgu değildir.
Birinci gruptaki bu takımları kulüpleri kuranlar, maddi güçlerini desteklerini ikinci gruptaki kulüplere aktarsalar bugün ne İzmir sporu yerlerde olurdu. Ne de tatsız tutsuz şampiyonlar olurdu. Son günlerde gazetelerde yorumlar vardı. İşte İzmir tüketicisi tutucudur. Sırf İstanbullular satın aldı diye restoranlara gitmezler, alış veriş yapmazlar. Bu tutuculuk değildir bu kent bilincidir ve kentin insanlarının kentin ticaretçisine, kentin sanayicisine sahip çıkışının bir göstergesidir. Kentin sanayicisi, kentin ticaretçisi kentinin değerlerine sahip çıkıyor mudur? Hayır! Kentinin binlere on binlere yüz binlere mal olmuş spor kulüpleri varken kendi adına kulüpler kurmakta bir de bunlara destek isteyip yerel gündemi meşgul etmektedirler.
Şimdi duyar gibi oluyorum ? e Bilgin Grubu yaptı da ne oldu ? e Yaşar Grubu yapıyor da ne oluyor. Hiç kimse kimseyi kandırmasın.
Bilgin Grubu, doğru düzgün devralsaydı, doğru düzgün denetleseydi, doğru düzgün yönetseydi hepsinden geçtim. İflas etmeseydi böyle olur muydu? Bugün Bilgin Grubu ticari faaliyetine aynen devam etseydi. Dinç Bilgin hala eski şaşalı günlerinde olsaydı. Göztepe bu hale gelir miydi? Yaşar Grubu, Karşıyaka’ya koklatıp koklatıp çekmese doğru düzgün yardım etse, balık vermekten vazgeçip balık tutmayı öğretse, Karşıyaka böyle mi olurdu.
E çok takım var hangisine yardım edeceğiz. İşte anlayışın çöktüğü nokta!
Bu bir yardım değil bu bir faaliyet. Yarı sosyal içerikli yarı ticari içerikli bir faaliyet siz bu yarı sosyal yarı ticari nitelikli faaliyetinizden hangi kulübe yatırım yaparak maksimum faydayı sağlayacaksanız ona yapacaksınız. Nasıl iş kurarken fizibilitenizi yapıp ona göre karar veriyorsanız bunda da öyle karar vereceksiniz. Ha bir kulübü duygusal yakınlığınız mı var onu da bu fizibiliteyi değerlendirirken ek bir etken olarak koyacaksınız. Yeni kulüp kurarken hür iradenizi kullanıyorsunuz da bir kulübe sponsor olurken mi kullanamıyor musunuz?
Benim bütün bu dengesizlikleri çözmesi gereken yerel medyam, kamuoyunu yönlendirmesi gereken anlı şanlım yerel medyam, değirmenlere savaş açan yerel medyam, İzmir’i çok seven sadece İzmir için çalışan yerel medyam da bir yandan İzmir sporu için paneller düzenliyor bir yandan soruyor ARKAS’ındamısınız.
Hayır değiliz. Biz İzmir sporunun gönül verenleri taraftarları olarak, Göztepeliler olarak, Karşıyakalılar olarak, Altınordulular olarak, arkalarında değiliz. Onlar ne zaman bizim arkamızda oldular ki bugün biz onların arkasında olalım.
İzmir Sporu nasıl mı kalkınır? Yerel medya Hey Arkas!, Hey Tuborg!, Hey Büyükşehir! Kulüplerimiz gitti gidiyor siz neredesiniz diye manşet attığında, İzmir’in sanayicisi, İzmir’in yöneticisi, İzmir’in ticaretçisi kendine oyuncaklar yaratmaktansa gerçekten İzmir’e katkı sağlamayı, Gerçekten İzmir sporunu kalkındırmayı düşündüğünde İzmir Sporu kendine gelir Yoksa ;
Körler ile Sağırlar Birbirini Ağırlar.
Özkan Cengiz